Özcan İşler Şiirleri
Şiir E - Kitapları

Eğirdir İlçesi

COĞRAFİ KONUM: Eğirdir İlçesi kuzeyden Yalvaç ve Gelendost ilçeleri, doğudan Ş.Karaağaç ve Aksu ilçeleri, güneyden Sütçüler ilçesi, güneybatıdan Burdur ili, batıdan Isparta Merkez ve Atabey ilçeleri ile kuzeybatıdan Senirkent ilçeleri ile komşudur. İlçenin kuzey kesiminde oldukça geniş bir alanı kaplayan Eğirdir Gölü ile göl alanını Isparta çöküntü alanından ayıran dağlar ilçenin yüzey şekillerinin esaslarını oluşturur. Eğirdir Gölü esas olarak tektonik kökenlidir. Ancak gölün bugünkü şeklini almasında göl çanağında meydana gelen karstik olayların etkisi olmuştur. Ortalama derinlik 10 metredir. Göl, ilçe sınırlarında Gelendost Çayı (Doğanbey), Esinyurt-Yeşilköy arasında köy sınırını oluşturan Hamam Deresi (Akdere), Esinyurt-Hacılar arasında köy sınırını oluşturan Suçanı (Su Uçan) dereleri ile (bu dereler yaz mevsiminde kurur) beslenir. Yüz ölçümü 1414 km², denizden yüksekliği 918 metredir. İklimi Akdeniz ve İç Anadolu iklimleri arasında bir geçiş alanında yer almaktadır. Bu iklim tipine bağlı olarak ilçede ne Akdeniz’in yağışlı, ne de İç Anadolu’nun kurak iklimi sözkonusudur. Yıllık sıcaklık ortalaması 11,9 0C, ortalama yağış 705 mm dolaylarındadır. Eğirdir İlçe Merkezi Mahalle İsimleri: 1. Ağa 2. Bağlar 3. Cami 4. Demirkapı 5. Göktaş 6. Hacışeyh 7. Hamam 8. İmaret 9. İstasyon 10. Kale 11. Katip 12. Konnebucağı 13. Kubbeli 14. Menderes 15. Pınarpazarı 16. Poyraz 17. Kızılçubuk 18. Sanayi 19. Sekibağ 20. Seydim 21. Yazla 22. Yenimahalle 23. Yeşilada 24. Altınkum 25. Bayboğan. Kasaba Mahalle İsimleri: 1. Barla (Akmescit, Baş, Boyalı, Camikebir, Pazar, Yeni, Yokuşbaşı) 2. Gökçehöyük (Cumhuriyet, Hürriyet, İstiklal, Zafer) 3. Pazarköy (Aşağı, Baklan, Yeni, Yukarı) 4. Sarıidris (Ağa, Dere, Hürriyet, İstiklal). EKONOMİK YAPI: Osmanlılar zamanında Eğirdir ekonomik yönden güçlü bir belde idi. Bölgenin en canlı pazarlarından biri Eğirdir'de kuruluyordu. Eğirdir ve çevresi 16. yüzyıl sonlarındaki Suhte ve 1645'teki Haydaroğlu ayaklanmalarından ekonomik yönden olumsuz etkilendiyse de yörede 17. yüzyıl sonlarında ekonomik hayat yeniden canlanmıştır. 1892 Konya Vilayet Salnamesinde Eğirdir İlçesinde, 864 hane, 4 han, 3 hamam, 211 dükkan, 1 değirmen, 4 fırın, 3 kahvehane bulunduğu, gelir kaynakları olarak da bez ve çarşaf dokumacılığı gibi küçük sanayi yanında tarım ürünlerinin de önemli yer tuttuğu belirtilmektedir. Kayıtlarda özellikle üzüm, elma, ceviz ve karpuzu boldur denilmektedir. Yine 1892 Vilayet Salnamesine göre, Eğirdir'de 2833 kıyye pamuk, 900 kıyye afyon üretiliyordu. Eğirdir'e canlılık kazandıran bir başka etken de, ilçenin 1912'de İzmir-Aydın-Dinar demiryoluna bağlanması olmuştur. Böylece İngiliz sermayeli Şark Halı Şirketi, 1913 yılında Eğirdir'de 500 tezgahta 1500 işçinin çalışmasıyla 15 bin metrekare halı dokutmuştur. Günümüzde Eğirdir'in ekonomik durumu oldukça güçlü bir yapıya dayanmakta olup, en önemli gelir kaynağı, ihracata yönelik elma ve su ürünleridir. Bu iki ürün ilçede sektör oluşturmuştur. Bunlardan başka hayvancılık, küçük sanatlar, orman ürünleri gibi ekonomik faaliyet dalları da vardır. Kırsal kesimde halkın hemen hemen tamamı tarımla uğraşırken, büyük bir bölümü de tarımdan arta kalan zamanlarında halı dokumaktadırlar. I. TARIM VE HAYVANCILIK: A) Bitkisel Üretim: İlçede 12.228 hektar tarım arazisi mevcut olup, 5.659 hektarda sulu tarım yapılmaktadır. Eğirdir ilçesinin önemli bir gelir kaynağı olan elma; tat, koku ve aroma yönünden, iç ve dış pazarlarda sıkça aranan bir meyvedir. İlçe merkezinde ve Y.Gökdere, Balkırı ile Tepeli Köylerinde 4 adet istasyon kurulmuş ve bu istasyonlara devit cihazı ile termahidokragrafi aleti yerleştirilmiştir. Bu aletler devamlı kontrol edilmekte ve bunlardan alınan neticelere göre ilaçlama zamanları çiftçilere ilan edilmektedir. İlçede tarımsal alanda yapılan tüm çalışmalar erken uyarı kapsamı alanı içerisindedir. Hastalıklar (Karaleke) ve haşerelere (iç kurdu) karşı yapılacak mücadelenin biçimi hakkında önceden haber verilmektedir. Çiftçiler için zaman zaman eğitimler düzenlenmekte olup, bu eğitim çalışmalarında meyve ağaçlarının bakımı, beslenmesi, sulanması ve zararlılarla mücadelesi hakkında bilgiler verilmektedir. Elma ziraatinden ayrı olarak hububat ve bakliyat üretilmekte ise de bu önemli ölçüde olmayıp, çiftçi ailelerinin kendilerine yetecek kadardır. İlçede Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünce 2000 yılında 204.000 adet çeşitli meyve fidanı üretilmiş olup, üreticilerin fidan ihtiyacı karşılanmıştır. 2001 yılında 210.000 adet, 2002 yılında ise 200.000 adet fidan üretimi yapılarak, toplam 310.000 adet fidan satılmıştır. Orman Fidanlık Müdürlüğünce 1987-2002 yılı içerisinde 183.248.000 adet ibreli, 22.400.000 yapraklı, 596.000 adet kavak, 2.217.000 adet tüplü olmak üzere toplam 208.461.000 adet fidan üretilerek ağaçlandırma sahalarında kullanılmıştır. İlçede 6 projeli, 6 projesiz Tarım Kooperatifi, 14 Sulama Kooperatif, 4 Su Ürünleri İstihsal ve Satış Kooperatifi, 12 Zirai İlaç Bayisi ve 6 gübre bayisi bulunmaktadır. B) Hayvancılık: İlçede hayvancılık ekonomik yönden ikinci planda kalmaktadır. İlçede 6.096 adet sığır, 22.027 adet kıl keçisi ve koyun, 7.340 adet kümes hayvanı mevcuttur. İlçede 5 adet balıkçılık kooperatifi faaliyet göstermekte ise de, bunların çalışmalarının verimli ve yeterli olduğu söylenemez. 1985 yılında görülen kerevit hastalığı ve gölde mevcut kerevit stoklarının azalması neticesi kooperatiflerin faaliyeti azalmış olup, mevcut üye sayısının çok azı balık avı ile meşgul olmaktadır. Gölde kerevitin tükenmesi ve sudak balığının doğal dengeyi bozması neticesi balık stoklarında azalma görülmüştür. Gölde kafes balıkçılığının başlatılması halinde gelir kaynaklarının artacağı düşünülmektedir. Ancak ekolojik dengelere ve gölün içme suyu kaynağı olduğuna da dikkat etmek gereklidir. F29 sazan.tif İlçedeki Su Ürünleri Kooperatifleri Merkezi Isparta'da bulunan Su Ürünleri Kooperatifleri Birliğine bağlıdır. Eğirdir Gölü kooperatiflere kendi bölgelerinde avlanmaları kaydıyla kiraya verilmektedir. Eğirdir İlçesi sınırlarında 2 avlak sahası ile Yalvaç ve Gelendost İlçelerinde de kiraya verilen avlak sahaları vardır. Avlanan ürünler anlaşma yapılan şirketlere teslim edilmektedir. Göldeki üretim ve hastalıkla ilgili olarak SDÜ Su Ürünleri Fakültesinin araştırmaları devam etmektedir. Ayrıca Su Ürünleri Araştırma Enstitüsünce, Eğirdir Gölünde kerevitlerde görülen hastalıklara dirençli kerevitin çoğaltılması projesi başlatılmıştır. 2000 yılında kerevit avı Tarım Bakanlığınca serbest bırakılmıştır. II. SANAYİ VE TİCARET: İlçede 1983 yılında faliyete geçen 73 işyerlik küçük sanayi sitesinde oto tamiri ve kereste üretimi ağırlıklı olarak yapılmaktadır. Pazarköy'deki kereste fabrikasında, ıskarta kereste ve artık madde üretilmekte olup, üretilen ürünler iç pazarda satılmaktadır. İlçe merkezinde bulunan Boğazova Un Fabrikasında yıllık 12.000 ton dolayında un üretilmektedir. Bunun dışında ilçede Asya Meyve Suyu ve Gıda Tic. A.Ş.’de meyve suyu ve konsantresi, Altınbaş Doğal Kaynak Suyu Gıda Üretim Tic. A.Ş.’de şişe suyu üretimi yapılmaktadır. Elektrik üretimi alanında ise Aksu Enerji ve Tic. A.Ş. tarafından işletilen Çayköy Hidroelektrik Santrali ve Dereboğazı Turistik Tesisler Tic. ve San. A.Ş. tarafından işletilen Kovada I ve Kovada II Hidroelektirek Santrallerinde yılda toplam 50.000.000 Kwh elektrik enerjisi üretilmektedir. Soğuk Hava Depoları ve Su Ürünleri İşleme Tesisleri, elmacılık ve su ürünlerinin yan sanayi kuruluşları durumundadır. İlçede 28 adet soğuk hava deposu ile bir adet ambalajlama fabrikası mevcuttur. Soğuk hava depolarının kapasitesi 98.850 tondur. İlçede 3 adet su ürünleri işleme ve değerlendirme tesisi mevcut olup, bu tesislerde Eğirdir ve çevre göllerinde avlanan su ürünleri işlenmekte, depolanmakta ve yurt dışına ihraç edilmektedir. İlçenin en önemli geçim kaynağı ihracata yönelik elma üretimidir. Toplam 33.250 dekar elma bahçesi mevcuttur. Elma ağacı adedi ise 658.000'dir. 2001 yılında 161.000 ton elmla üretimi gerçekleştirilirken, 2002 yılında 156.000 ton elma üretimi gerçekleştirilmiştir. Eğirdir Belediyesi ve Isparta Ticaret Borsası işbirliğinde Eğirdir Elma Borsası oluşturulması çalışmaları yürütülmektedir. Eğirdir'in diğer gelir kaynağı halıcılıktır. Halıcılık genellikle ev halıcılığı şeklinde yapılmakta olup, Sarıidris Kasabası'nda kalkınma, üretim ve pazarlama kooperatiflerince toplu halde yapılmaktadır. Üretim yapılan halılar genellikle ilde bulunan halı pazarında satılmaktadır. İlçede toplam 800 dekarlık gül sahası mevcuttur. Bu güller Gülbirlik tarafından alınmakta ve gül suyu, gül yağı, gül lokumu vs. olarak işlenip, yurtiçi ve yurtdışına satılmaktadır. İlçede 4 adet banka mevcuttur. Kovada Haymana Bölgesinde özel teşebbüse ait bir adet Kömür İşletme Ocağı bulunmaktadır. Bu ocakta 1989 yılı içerisinde 180 işçi çalıştırılmış, toplam 27.000 ton linyit kömürü üretimi yapılmıştır. Şu anda kömür işletme ocağında üretim yapılmamaktadır. **** Tarihçesi Eğirdir ilçesine sınır komşusu olan Isparta Merkez İlçe, Atabey, Senirkent, Gelendost ve Ş.Karaağaç İlçeleri içinde 35 höyük üzerinde Geç Neolitik (MÖ 8000-5500), Erken Kalkolitik (MÖ 5500-4500) ve Tunç Çağ (MÖ 3000-1200) dönemlerine ait malzemelerin bulunması Eğirdir ilçesinin de bu tarihi dönemleri geçirdiği anlaşılmaktadır. Halk arasında varlığı bilinen höyükler ve kalıntılar olmasına rağmen, buraların arkeolojik araştırmalarla bilimsel anlamda incelenmemiş olması dolayısıyla Eğirdir İlçesinin tarih öncesi ve tarihi çağları tam olarak bilinmemektedir. Hitit dönemindeki (MÖ l800-l200) metinlerde bugünkü Eğirdir İlçesi topraklarının da içinde bulunduğu bölgenin adı Pitaşşa olarak geçer. Frig (MÖ 750-690), Lidya (MÖ 690-547) ve Pers (MÖ 547-334) dönemlerinde bölge sadece siyasal olarak el değiştirmiş, hiçbir zaman tam olarak ele geçirilememiştir. MÖ 334-323 tarihleri arasında Büyük İskender’in kontrolüne giren bölge, MÖ 323 yılında Büyük İskender’in ölümünden sonra haleflerinden Seleukos ve Lysimakhos arasında yapılan Kurupedion Savaşı (MÖ 281) sonucunda Seleukosların eline geçmiştir. MÖ l88 yılında Roma ordusuna yenilerek, Apameia (Dinar) Barışını imzalayan Seleukoslar Toroslara kadar olan kısımdan çekilmişler ve bölge Romalılar tarafından Bergamalılara bırakılmıştır. Hellenistik dönemde Viarus (Eğirdir Sivrisi) eteklerinde Prostanna, Barla kasabası yakınında Parlais, Sarıidris Kasabası yakınında Malos kentleri kurulmuştur. Eğirdir sivrisi eteğinde kurulan Prostanna antik kenti hakkında fazla bir bilgi yoktur. Prostanna ve Parlais kentlerinin yeri L. Robert’in Bedre köyü yakınında bulduğu sınır yazıtıyla kesinleşmiştir. 1957 yılında kent üzerindeki kalıntıları inceleyen M.H. Ballance, buranın Hellenistik dönemden önce kurulmuş ve şehirden çok karakol olabileceğini belirtmiştir. Kent sikkeleri MÖ I yüzyıldan itibaren görülmektedir. İmparatorluk döneminde de İmparator Antoninus Pius’dan (MS 138-161) Claudius II’ye kadar sikke basmıştır. Şehrin akropolisi Eğirdir Sivrisinin güneyindeki alçak bir tepe üzerindedir. Hem bu tepe hem de Sivri üzerinde sur vardır. Her iki tepenin arasındaki boyunda podiumlu tapınak kalıntısı olabilecek yapı temelleri yeralır. Bu kısım surla kaplı değildir. Küçük tepedeki sur içinde yapı temelleri mevcuttur. Barla kasabasında bulunan Parlais antik kentinin yeri L. Robert’in Bedire köyü yakınında bulduğu sınır yazıtıyla tespit edilmiştir. MÖ I yüzyıldan beri sikke basan kentin ne zaman şehir hüviyetine kavuştuğu bilinmemektedir. MÖ 25 yılında İmparator Augustus tarafından Galatia eyaletine dahil edilen şehrin ismi “Colonia Julia Augusta Parlais” olarak değiştirilmiş ve kent bir Roma kolonisine dönüştürülmüştür. Şehir Roma İmparatorluk döneminde İmparator Marcus Aurelius’dan (MS 161-180) İmparator Caracalla (MS 198-217) dönemine kadar sikke basmıştır. Yüzeyde fazla bir kalıntı yoktur. Sarıidris kasabası, Göynücek gediği mevkiinde bir tepe üzerinde yer alan Malos kenti hakkında fazla bir bilgi yoktur. Küçük bir dağ kenti olan yerde şehrin resmi yapıları tespit edilememiştir. Kent akropolü Hellenistik ve Roma dönemi surlarla çevrilidir. Sur kulelerinden bir tanesi hâlâ sağlam ve ayaktadır. Tepenin doğu yamacında kayaya oyulmuş basamaklı bir toplantı alanı mevcuttur. Şehirdeki tapınaklardan birisi kentin 1 km kuzeybatısında Kaşerenler Tepesi yakınındadır. Tapınağın doğu duvarı ve kapısı halen ayaktadır. Tapınağın arkasında bir mağara vardır. MÖ l88-133 yılları arasında Bergama Krallığının elinde bulunan bölge, MÖ l30’da Romalılar tarafından ele geçirilerek, MÖ 102-49 yılları arasında Kilikia Eyaleti içine alınmış, daha sonra Asia Eyaletine bağlanmıştır. MÖ 39 yılında Galat Kralı Amyntasın kontrolüne giren bölge MÖ 25 yılına kadar bu durumda kalmış, daha sonra Galatia eyaleti içine alınmıştır. Roma İmparatorluğunun MS 395 yılında parçalanmasıyla Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) sınırları içinde kalmıştır. Prostanna, Limnai (Hoyran) ile birlikte Hristiyanlığın önemli merkezleriydi. 381 yılından sonra her iki piskoposluk birleştirilmiştir. Eğirdir ve çevresinin 395’te Bizans egemenliğine girmesinden sonra, şehrin ortaçağda “Akroterion” şeklinde isimlendirildiği görülmektedir. Akroterion, Hellen dilinde herhangi bir nesnenin en uçtaki ya da en üstteki bölümünü anlatır. Kentin böyle adlandırılması, Eğirdir Sivrisinin tüm yörede göze çarpan doruğundan kaynaklanıyordu. Bizans egemenliğinin son dönemlerinde, şehrin adı “Akrotiri” olarak geçmektedir. Eğirdir Bizansın Anatolikan Theması sınırına dahildir. Eğirdir ve çevresi 1204 yılında çevredeki şehirlerle birlikte Anadolu Selçuklu Devletinin eline geçti. Selçuklu sultanları göl kenarındaki bu güzel beldeyi zaman zaman sayfiye yeri olarak kullanmışlardır. Selçuklular döneminde şehrin imarına önem verilerek surlar onarılmıştır. Ortaçağda, Mısır’la ticaret ilişkisini sağlayan Antalya limanından Anadolu içlerine giden yol üzerinde önemli bir konaklama ve ticaret merkezi haline gelen Eğirdir şehir merkezinin 3 km güneyinde, göl kıyısında Anadolu Selçuklu kervansaraylarının en büyükleri arasında yer alan Eğirdir Hanı 1237 yılında Selçuklu Sultanı II.Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılmış, ancak kısa bir süre sonra geçirdiği büyük bir yangın sonucu kullanılamaz hale gelmiştir. Eğirdir bu özelliğinin yanı sıra XII. yüzyılın son yarısıyla XIII. yüzyılda ilmi ve sosyal hareketlerin canlı olduğu ve bununla ilgili müesseselerin (medrese, tekke, Mevlevihane vs.) bulunduğu şehirler arasında yer almıştır. Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılmasının ardından Feleküddin Dündar Bey tarafından 130l yılında Hamitoğulları Beyliği kurulunca bu beyliğin Uluborlu’dan sonra 13l0 yılında ikinci merkezi Eğirdir olmuştur. Beyliğin kurucusu bu şehirde imar hareketlerine girişmiş ve kendi adına izafetle buraya Felekabad adını vermişti. Şehir 1324-l327 yılları arasında İlhanlılar’ın Anadolu valisi Timurtaş tarafından işgal edilmiştir. Dündar Bey bu dönemdeki İlhanlı hakimiyetini tanımıştır. Timurtaş’ın Mısır’a kaçışından faydalanan Dündar Bey’in oğlu Hızır Bey 1328 yılında tekrar Eğirdir’e hakim olmuştur. XIV. yüzyılın ikinci yarısında Eğirdir Karamanoğulları’nın saldırılarına uğramıştır. Bu saldırılar üzerine Hamitoğulları öteki komşuları olan Germiyanoğulları ve Osmanoğulları’ndan yardım istemek zorunda kalmıştır. Osmanoğulları’nın bu yardımına karşılık Hamit Beyliği’nin bir kısım toprakları Osmanlılara verildiği halde Eğirdir 1390 yılına kadar beyliğin elinde kalmış ve bu tarihte Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı hakimiyeti altına alınmıştır. Timur 1402 yılında kazandığı zaferin ardından Anadolu’da giriştiği harekat sırasında bazı kaynaklara göre 2 Aralık 1402, bazılarına göre ise 11 Mart 1403’te Eğirdir’i ve Eğirdir halkının sığınmış olduğu Nis adasını zaptetmiş ve burayı Karamanoğlu II. Mehmet’e vermiştir. Mehmet Bey de Timur adına Kayseri, Konya, Larende’de olduğu gibi Eğirdir’de sikke bastırmıştır. Fakat Karamanlılar daha sonra 1425 yılında Eğirdir’i Osmanlılar’a iade etmek zorunda kalmıştır. Eğirdir ve çevresi Osmanlı idaresi altında Selçuklu ve Hamitoğulları dönemindeki ihtişamını kaybetmiştir. XVI. yüzyılın başlarında Isparta’nın nüfusu Eğirdir’i geçmiştir. Bununla birlikte önemli bir pazar yeri olma özelliğini sürdürüyordu. Nitekim XVI. yüzyılda Hamit Sancağı içindeki on altı pazar yerinden biri de Eğirdir idi. Eğirdir, Hamit sancağında XV ve XVI. yüzyıllarda müstahkem, surlarla çevrili ve kalesi olan tek şehir özelliğini de taşımaktaydı. Seyyahların ifadelerine göre, Eğirdir’in XVI. yüzyıldan bu yana pek fazla gelişmemiş olduğu anlaşılmaktadır. 1305 (1887-88) tarihli Konya Vilayeti Salnamesi’ne göre bu sıralarda Eğirdir’de dördü minareli olmak üzere otuz iki cami, on yedi mescit, iki medrese bir kütüphane, dört hamam, 150 kadar dükkan, üç han ve iki kilise vardı. Eğirdir’in Osmanlı döneminde XX. yüzyılın başlarına kadar ulaşım bakımından pek parlak olmayan vaziyeti, İzmir-Aydın demiryolu hattının 1912 yılında buraya kadar uzatılmasıyla iyi bir duruma gelmiştir. Bu sayede halı sanayi ve halı ticaretinde belirgin ilerleme kaydedildi. Örneğin, 1910-1913 yıllarında Eğirdir’de 500 halı tezgahı bulunuyor, bu tezgahlarda 1500 işçi çalışıyor ve 15000 metrekare halı dokunuyordu. Yunanlıların İzmir’i işgali üzerine tüm yurtta milli direniş hareketinin başladığı dönemde Isparta ve havalisinin bağlı bulunduğu Konya vilayetinde, valilik makamında bulunan Cemal Bey Osmanlı Hükümetine sadakatini devam ettiriyor, bunun yanında Isparta ve Eğirdir’deki milli direniş hareketini engellemeye çalışıyordu. Cemal Beyin muhalif hareketlerini ortadan kaldırmak ve bölgede milli direnişin önündeki engelleri yok etmek için Hafız İbrahim Demiralay, oluşturduğu birlikle Gelendos’tan gelerek, 19-20 Eylül 1919’da Eğirdir’de hükümet binasını ve diğer resmi daireleri basarak yönetime el koymuştur. Bu olayın ardından Hafız İbrahim Eğirdir halkını hükümet meydanında toplayarak, gönderdeki bayrağı indirterek tekrar göndere çektirmiştir. Halka bunun sebebini de şu sözleriyle izah etmiştir: “-Ey ahali! Yere inen bayrak Osmanlı bayrağıdır. Tekrar çıkması Kuvâ-yi Milliye’yi temsil ettiğine işarettir. Canımızla malımızla her şeyimizle ortaya atıldık. Arzumuza ulaşmak içün hiç bir kuvvetin müdâhalesini tanımıyoruz ve korkmuyoruz. Derhal yıkacağız âmir ve memur herkes bilmelidir ki: Millî hareketten başka bir şey yoktur. Her şey onun emrine bağlıdır. Yoksa vazifesini terk etmesi hakkında daha hayırlıdır. Telaş, endişe etmeyiniz. İş ve gücünüzle meşgul olunuz. Yalnız millî hareketi her şeyinizle kabul ve takviye ediniz.” Bu gelişmelerden sonra 20 Şubat 1920 tarihinde, Tığlızade Hakkı Efendi’nin başkanlığında, Müftü Hüseyin Hüsnü, Hacıosmanzade İbrahim, Hatıpzade Nuri, Telgraf Müdürü Selami, Hatıpzade Rifat, Hafızağazade Ömer Efendilerden oluşan Eğirdir Milli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti teşkilatı kurulmuş, bu teşkilatın mahalleler ve köylerde de şubeleri açılmış, heyetleri oluşturulmuştur. Bu cemiyet aracılığıyla Eğirdir ve köyleri, Milli Mücadeleye önemli ölçülerde insan ve malzeme yardımlarında bulunmuştur. *** Eğirdir'de Gezilecek Yerler Eğirdir Kalesi: Eğirdir ilçesinde göle doğru uzanan yarımada üzerinde iç ve dış kale vardır. Dış kalenin yalnız temelleri kalmıştır. İç kale ise bugün hala ayaktadır. Yarım adayı kuzey-güney doğrultusunda keser. M.Ö. 4. Yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Roma ve Bizans dönemlerinde çeşitli tamirler görmüştür. En son Hamitoğulları devrinde tamir görmüş ve Timur'un Eğirdir'i istilası sırasında tahrip edilmiştir. Eğirdir Kervansarayı: Eğirdir ilçesi yeni mahallede bulunan kervansaray Konya-Antalya yolu üzerindedir. Avlu ve kapalı mekan olmak üzere iki kesimden meydana gelmiştir. Kervansaray 1237 yılında yapılmıştır. Bugün avluda birkaç yolcu odasının temel izleri kalmıştır. Eğirdir Gölü: 517 km2 yüzölçümü ile Türkiye'nin 4. Büyük gölü olan Eğirdir Gölü deniz seviyesinden 1000 metre yükseklikte, Sultan Karakuş dağlarının arasında il alanının ortasında yer almaktadır. Kuzeyde kalan ve daha küçük olan kısmına Hoyran Gölü, güneyde kalan kısmına Eğirdir Gölü denilmektedir. Her iki bölüm Hoyran Boğazı ile birbirine bağlanır. Göl Eğirdir ilçesinin üzerinde bulunduğu yarım adanın bir uzantısı gibi iki küçük adadan biri Can Ada diğeri Yeşil Ada (Nis)'dır. Son zamanlardan suların azalmasıyla bu adalar Eğirdir'e bağlanmıştır. Yeşilada: Eğirdir şehir merkezine 1.5 km. uzaklıkta olan Yeşilada, 9 hektar alan üzerinde taş temelli ahşap evleri, dar sokakları ve küçük balıkçı barınağı ile otantik özelliğini korumaktadır. Eskiden halk arasında NİS olarak bilinen Yeşilada, ev pansiyonculuğunun yaygınlığı ve balık lokantaları ile dikkat çeker. Adada ayrıca Hıristiyanlarca kutsal sayılan Ayastefanos kilisesi yer almaktadır. Canada: Eğirdir ile Yeşilada arasında yer alan 7000 m2 büyüklüğünde sevimli bir adacıktır. Yapılaşma yoktur. Sadece piknik alanı olarak düzenlenmiştir. Ada Atatürk'ün Eğirdir'i ziyareti sırasında 1 Şubat 1933 tarihli Belediye Encümen Kararı ile kendisine hediye edilmiştir. Antik Kentler Prostanna Antik Kenti: Pisidia şehirlerindendir. Eğirdir sivrisinin arka tarafından Cami Yayla üzerindedir. Antik kentte sınır duvarları ve bazı bina temelleri vardır. Akropolis şehri 200 metre yükseklikte kurulmuştur. Sur duvarları içerisinde dikdörtgen şeklinde bir bina vardır. Bu bina bir tapınaktır. Cami ve Türbeler Hızırbey Camii: Eğridir'de bulunan camilerin en büyüğü olup, ilk defa Hızır bey tarafından yaptırılmıştır (1327-1328). Cami 1814 yılında çıkan bir yangında tamamen yanmış Yılanlıoğlu Şeyh Ali Ağanın önderliğinde yeniden yaptırılmıştır. 1820 yılında tekrar ibadete açılmıştır. Büyüklüğü tarihi kıymeti, minberi bakımından önemli bir değere sahiptir. Ayrıca kemer üzerindeki minaresiyle dünyada tek olduğu iddia edilmektedir. Ağa Cami: İlçenin Ağa mahallesinde bulunan camii, 1413 yılında inşa edilmiştir. Minaresi 1777 yılında yapılan cami daha sonra onarılarak kiremitli hale getirilmiştir. Yılanlıoğlu Cami: Yazla mahallesinde Şeyhülislam El Berdai türbesi yanında Yılanlıoğlu tarafından 1806 yılında taş minareli olarak yaptırılmıştır. Ada Cami: Yeşilada (Nis Adası) içinde yer alan cami önce kilise olarak inşa edilmiş, II. Osman'ın 1618 yılında çıkardığı bir fermanla cami olarak ibadete açılmıştır. İlk adı Kız Kilisesidir. Sinan Paşa Cami: Kapısı üzerindeki kitabede 1376 tarihinde yapıldığı kayıtlıdır. Buna göre caminin Isparta ve havalisinin Osmanlı idaresine geçmeden 6 yıl önce yapıldığı anlaşılmaktadır. Baba Sultan Türbesi:Kapıdaki kitabeden anlaşıldığına göre 1358 yılında Hamidoğlu İlyas Bey zamanında İsa Bin Musa adındaki zat için yaptırılmıştır. Türbe içinde Baba Sultandan başka türbedarı olan Sureti Baba (Zorti Baba) ile Palor Baba adlarında iki kişinin mezarı daha vardır. Türbe ziyarete açıktır. Medreseler Dündar Bey Medresesi: 1237 yılında Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında han olarak yapılmış, 1301 yılında Hamidoğlu Dündar Bey tarafından medrese haline getirilmiştir. Medrese iki katlı olup, ortada avlu yer alır ve 30 hücresi vardır. Medresenin girişinde büyük bir taş kapı vardır. Kapının etrafı Selçuklu karakterlerinden geometrik şekillerde süslenmiştir. Kiliseler Ayastefanos Kilisesi: Eğirdir ilçesinin Yeşilada mahallesinde yer alır. 19. Yüzyılda inşa edilmiştir. Eğirdir Belediyesince 1993 yılında restorasyon çalışmaları başlatılmış olup, çalışmalar sürdürülmektedir. Eskiden Rum asıllı Hıristiyan Hacı adaylarının Kudüs'e gitmeden önce yolları üzerinde bulunan Ayastefanos Kilisesini ziyaret ettikleri ve burada ayinler düzenledikleri belirtilmektedir. Aya Giorgios Kilisesi: Eğirdir ilçesi Barla bucağında dağın yamacında yer alır. Kilisenin duvarlarının bir kısmı hala ayaktadır. Milli Parklar Eğirdir'in korunan alanları Kovada Gölü Milli Parkı ile Kasnak Meşesi Tabiatı Koruma Alanıdır. Kovada Gölü Milli Parkı Ulaşım: Akdeniz Bölgesinin güller bölgesinde yer alan Milli Parka, Isparta-Eğirdir-Konya devlet karayolundan ayrılıp güneye dönen 23 km.lik bir yol ile ulaşılmaktadır. Özelliği: Kovada Gölünün meydana gelişi, Batı Toroslarda görülen karstik göllere benzer.Havzaya düşen yağmur sularının fiziksel ve kimyasal aşınmasına eklenen tektonik yer hareketleriyle şekillenen göl, karstik bir polyedir. Eğirdir Gölünün güneye doğru uzantısı olan Kovada Gölü, sonradan aradaki dar vadinin alüvyonlarla dolması sonunda bugünkü şeklini almıştır. Tatlısu levreği(sudak), tatlısu istakozu ve sazandan meydana gelen göl faunası sayı olarak oldukça iyi durumdadır. Kızılçam, meşe, çınar ağaçlarından meydana gelen bitki örtüsü ve parkın tabii güzellikleri Milli Parkın ana kaynak değeri olan açıkhava dinlenme kullanma potansiyeline katkıda bulunmaktadır. Sahanın meydana gelişini hazırlayan karst morfolojisi, bakir doğanın araştırılması, yürüyüş, manzara seyretme, tırmanma ve primativ kampçılık imkanı sağlamaktadır. Görülebilecek Yerler: Kovada Gölü Milli Parkı rekreasyonel kullanıma müsait olan en önemli doğal özelliği olan alanlardan biridir. Mevcut Hizmetler ve Konaklama: Sahanın meydana geliş özelliği yürüyüş, tırmanma, kampçılık faaliyetlerine imkan tanımaktadır. Çadır ve karavanla konaklama imkanı mümkündür. *** Kasnak Meşesi Ormanı Tabiatı Koruma Alanı Konumu: Akdeniz (Göller Bölgesi) sinde Isparta ili Eğridir ilçesi Yukarı Gökdere köyü sınırları içerisindedir. Saha 1300.5 Ha. büyüklüğündedir. Ulaşım: Isparta -Eğridir devlet karayolunun 37. km.sindedir. Özellikleri: Ülkemizde has bir tür olan ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunan kasnak meşesi (Quencus vulcanica) nin gerçek saf sedir ve ardıç ile karıştığı en güzel örneklerinin yer aldığı eşsiz bir ekosistemdir. Sahada; Kasnak meşesi(Quencus vulcanica),saçlı meşe (Quercus cerris),Makedonya meşesi(Quercus Troyana),Mazı meşesi (Quercus infectoria),Lübnan sediri(Cedrus Libani),karaçam(Pinus nigra),Kızılçam(Pinus brutia), Toros Göknarı (Abies cilicica), Katran ardıcı(Juniperus oxycedrus),kokar ardıç(Juniperus foettidissima), Boylu ardıç (Juniperus excelsa),çınar yapraklı akçaağaç (Acer monspessulanum), Akçaağaç(Acer hyrcanum), Çiçekli dişbudak(Fraxinus ornus), sivri meyvalı dişbudak(Fraşinus oxycarpa)bulunmaktadır. Tilki (Vulpes vulpes), porsuk (Meles meles), sansar(mustela foina), kurt(Canis lupus), yaban domuzu(Sus scrofa), sincap (Sciurus sp.) sahanın faunasını oluşturmaktadır. *** Plajlar Altınkum Plajı: Eğirdir tren istasyonunun altında bulunan plaj ince kumlu olup gölün yüzmeye en elverişli yeridir. Kıyıdan itibaren 200 metrede bile boyu geçmeyen sığlığı ile güvenli bir plajdır. Soyunma kabinleri, duşu, gazinoları, büfesi, telefonu, sağlık kabini bulunmaktadır. 1988 yılında Mavi Bayrak çekilmiştir. 50 çadır kapasitesi olup kiralık bungalovlar da vardır. *** Bedre Koyu: Eğirdir-Barla yolu üzerinde merkeze 11 km. mesafede 1500 metre sahil şeridi olan güzel bir yüzme ve dinlenme yeridir. Soyunma kabinleri, gazinolar, umumi mutfakları ve kamping alanları vardır. *** Sportif Faaliyetler Eğirdir Gölü, su kayağı, su altı dalış, yelken gibi pek çok su sporlarına elverişlidir. Gölde balıkçılık yapılmaktadır. Eğirdir'i çevreleyen dağlarda trekking, dağcılık ve yamaç paraşütü yapılmaktadır. Bu aktiviteler için Turizm Danışma Müdürlüğüne başvurulmalıdır.

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol